FİZİK TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
A-
Archimedes'
principle-Archimides prensibi : Bir sıvının kaldırma kuvveti yer
değiştiren sıvı miktarı ile orantılıdır.
Avogadro's
number-Avagadro sayısı : 1 mol maddedeki molekül sayısıdır.
6.02x1023 molekül.
Aberration-aberasyon
: Bir aynadaki arıza
veya ışınların lensten geçtikten sonra bir noktada toplanamaması,
odaklanamaması.
Absolute temperature
scale-mutlak sıcaklık skalası :Sıcaklığın sıfır olduğu nokta.
Sıcaklık derecedeki bölmelendirilmiştir. Birimi Kelvin.
Absolute zero-Mutlak
sıfır : En düşük
sıcaklık değeri; 0 K, -273!C, veya -459!F.
Absorption
spectrum-soğurma spektrumu : Bazı dalga boylarının gaz ortamları
tarafından soğurulması.
Acceleration-ivme
: Hızın zamana göre
değişimi.
Activity-aktiflik
: Bir çekirdeğin zaman
bağlı olarak bozunması.
Ağırlık : Bir maddeye etki eden yerçekimi
kuvvetine ağırlık denir.
Akümülatörün deşarjı
: Akümülatörler
boşalırken kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine çevirirler. Buna akümülatörün
deşarjı denir.
Akümülatörün şarjı
: Akümülatörler
doldurulurken elektrik enerjisini kimyasal enerjiye çevirirler. Buna
akümülatörün şarjı denir.
Alloy-Alaşım
: Metallerin karışımı.
Alpha (a)
radiation-Alfa radyasyonu : Bir çekirdeğin ortama alfa
parçacıkları (helyum çekirdekleri) salması
Alpha particle-Alfa
parçacığı :
Çekirdeğinde 2 proton ve 2 nötron bulunduran parçacık.
Alternatif akım
: Bir mıknatısın
kutupları arasında oluşan manyetik alan içindeki iletken (bobin) döndürülecek
olursa yönü ve şiddeti değişen bir akım elde edilir. Buna alternatif akım denir.
Alternatif akım bir indüksiyon akımıdır. Alternatif akım elde edilen bu cihaza
alternatif akım jeneratörü denir.
Ampere-Amper
: SI birimlerinde
elektrik akım birimi, saniyedeki 1 coulomb luk yük akışı.
Ampermetre
: Elektrik akım
şiddetini gösteren ölçü aletine denir. Ampermetreler devreye daima seri
bağlanır. Akımı birimi amperdir.
Amplifikatör
: Şiddeti zayıf olan
elektrik enerjilerini karakterini değiştirmeden yükselten elektronik cihazlara
denir. Amplifikatörlerin kendisine verilen akımın şiddetini artırması, sesin
elektriksel yöntemlerle yükseltilmesini sağlar.
Amplitude-Genlik
: Periyodik bir
harekette denge konumundan maksimum uzaklık.
Anot : Pilin (+) ucuna bağlanan elektrota
anot denir.
Angular momentum-Açısal
momentum : Dönme
momentumu. Bir nokta veya eksen etrafında dönen bir cismin açısal momentumu,
çizgisel momentumunun dönme noktasına olan uzaklığı ile çarpımıdır. Dönen cisim
bir hacime sahipse eylemsizlik momenti ile dönme hızının çarpımıdır.
Antinode-antinode
: Duran bir dalganın
bir hali, dalga girişimlerinin maksimum yer değiştirmeyi yapması:genlik.
Antiparticle-antiparçacık
: A subatomic particle
with the same-size properties as those of the particle although some may have
the opposite sign. The positron is the antiparticle of the electron.
Astigmatism-Astigmatizm
: Bir aynadan yansıyan
veya lensten geçen ışık demetinin, ayna veya lensteki bir hatadan dolayı
genişlemesi.
Atom : Bir elementin tüm özelliklerini
taşıyan en küçük birim elemanı. Atom bir çekirdek ve onu çevreleyen elektron
bulutundan oluşur. Atomun çekirdeği proton ve nötronlardan oluşmuştur.
Atomic mass-Atomik
kütle : Atomik kütle
biriminde atomun kütlesi, atomun çekirdeğindeki proton ve nötronların
kütlelerini toplamı.
Atomic mass unit-Atomik
kütle birimi : Atom
ağırlıklarının nötr durumdaki karbonun atomunun ağırlığının yani nötron ve
protonların toplam ağırlıklarının 1/12.
Atomic number-Atom
numarası : Bir atomun
çekirdeğindeki toplam proton sayısı veya atomun nötr durumundaki toplam elektron
sayısı. Bu numarası atomun periyodik çizelgedeki yerini tanımlar.
Average speed-Ortalama
hız : Alınan toplam
yolun toplam zamana oranı.
Basit Makineler
: Günlük hayatta
yaptığımız işleri kolaylaştıran makinelere basit makineler denir. Basit
makinelerle işten kazanç sağlanamaz. Basit makinelerle kuvvetten veya yoldan
kazanç sağlanabilir.
Batarya : Bir düzen içinde bağlanmış birden
fazla pile batarya denir.
Bernoulli's
principle-Bernoulli prensibi : Bir sıvının akış hızı artıkça
uygulayacağı basıncın azalacağını ifade eder.
British thermal
unit-İngiliz ısı birimi : 1 pound suyun sıcaklığını 1
Fahrenheit artırmak için gerekli olan ısı miktarı.
Baryon-baryon
: Spinleri 1U2, 3U2,
5U2, . . . nin katları şeklinde olan hadronlardır. Yaygın olarak bilinen
hadronlar proton ve nötrondur.
Beats-girişim
: Frekansları birbirine
yakın iki dalganın genliklerinin üst üste gelmesi durumudur. Üst üste binen
dalgaların ortak frekansı iki frekans arasındaki değişim kadardır.
Beta (b) radiation-beta
ışıması : Çekirdeğin
ortama elektron veya pozitron salarak yaptığı bir tip ışımadır
(antielectronlar).
Beta particle-beta
parçacığı : Radyoaktif
bir maddenin ortama salmış olduğu elektron.
Bileşke kuvvet
: Birden fazla kuvvetin
yaptığı etkiyi tek başına yapan kuvvete bileşke kuvvet denir.
Binding energy-bağlanma
enerjisi : Çekirdeği
parçalamak için gerekli olan enerji veya bir sisteme bağlı olan parçacığın
sistemden ayıracak olan enerjidir.
Black hole-kara delik
: Kütlesel çekim
kuvvetinin çok büyük olduğu hatta ışığı bile kendine çekebilen çok küçük kütleli
sönmüş yıldızlardır.
Bottom : The flavor of the fifth quark.
Buoyant force
: The upward force
exerted by a fluid on a submerged or floating object. See Archimedes' principle.
Celsius
temperature-Celcius sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktaları
arasının 100 eşit parçaya bölünmesini ifade eden sıcaklık skalası.
Coercitive-Zorlama
: Malzemenin, magnetik
alandan etkilenerek içindeki magnetik momentlerini dış magnetik alana paralel
hale getirmeye zorlanması.
Coriolis force
: Dönen referans
çerçevesinde ortaya çıkan hayali bir kuvvet. Hortum içindeki rüzgarın yönünü
belirleyen kuvvettir.
Calorie-kalori
: 1 gram suyun
sıcaklığını 1 Celcius artırmak için gerekli olan ısı miktarı.
Camera obscura-kamera
deliği : Sanatçılar
tarafından görüntüler elde etmek için bir duvarında küçük bir delik olan oda.
Cathode ray-katot
ışınları : Havası
alınmış bir tüp içinde negatif elektrottan hareket eden elektron.
Center of mass-kütle
merkezi : Bir nesnenin
kütle denge noktası.
Centi-santi
: 1/100 birimidir. 1
santimetre=1m/100
Centrifugal
force-merkezkaç kuvvet : Dönen sistemlerde, sistem
içindekileri etkileyen sanki kuvvet. Dönen sistem içindeki bir cisme etki eden
kuvvet dönme eksenine dik ve yarıçap doğrultusundadır.
Centripetal-merkezcil
: Merkeze doğru olan
anlamındadır.
Centripetal
acceleration-merkezcil ivme : Bir daire çevresinde dönen
nesnelerin merkeze doğru yönelmiş olan ivme. r yarıçaplı daire çevresinde dönen
cisim sabit bir çizgisel hıza sahipse merkeze yönelmiş olan ivmenin büyüklüğü
v2/r dir.
Centripetal
force-merkezcil kuvvet : Bir nesnenin yönünü değiştiren
kuvvet. Çizgisel hızı sabit olan daire çevresinde dönen cisme etki eden merkeze
doğru olan kuvvet mv2/r.
Chain
reaction-zincirleme reaksiyon : Parçalanan bir çekirdeğin diğer
çekirdeklerin parçalanmasına neden olması.
Change of state or
phase-durum veya faz değişmesi : Maddenin bir durumdan diğer duruma
geçmesidir. Katı halden sıvı hale veya sıvı halden gaz haline geçiş.
Charge-yük
: Birbirleri ile
elektriksel etkileşmeyi sağlayan nicelik.
Charged-yüklü
: Pozitif veya negatif
yüklü olma durumu.
Charm-çekici
: Dördüncü kuarkın
rengi.
Chromatic
aberration-kromatik hata : Işığın farklı renklerinin (dalga
boyları) değişik şekilde odaklanmasına neden olan lenslerdeki bir hata.
Coherent-uyumlu
: Birden fazla
kaynaktan çıkan dalgaların aynı dalga boyuna ve faza sahip olmaları durumu.
Complementarity
principle-tamamlayıcı yasalar : Atomik düzeydeki özelliklerin tam
olarak verilmesi. Elektron veya foton hem dalga hem de parçacık özelliği
göstermesidir.
Complementary
color-tamamlayıcı renk : Beyaz rengi oluşturacak renklerin
karışımı.
Complete circuit-tam
devre : Bir bataryanın
bir ucundan diğer ucuna kadar akımın akmasının sağlanması.
Compound-bileşik
: Kimyasal elementlerin
karıştırılması ile oluşan özellikleri elementlerin özelliklerinden farklı olan
madde.
Conduction, thermal-ısı
iletimi : Atomların
veya moleküllerin birbirleri ile çarpışması sonucunda ortaya çıkan ısısal
enerjinin yer değiştirmesi.
Conductor-iletken
: İçinde elektrik
yükünün veya ısının kolayca hareket edebildiği malzemeler. Metaller iyi bir
iletkendirler.
Conservation of angular
momentum-Açısal momentumun korunumu : Bir sistemin net dış dönme momenti
sıfır ise sistemin açısal momenti değişmezdir.
Conservation of
charge-yük korunumu : İzole edilmiş bir sistemin toplam
yükü korunumudur.
Conservation of
energy-enerji korunumu : İzole edilmiş bir sistemin enerjisi
değişmez.
Conservation of
mass-kütlenin korunumu : Kapalı bir sistem içinde toplam
kütle kimyasal olaylar olsa dahi değişmez.
Conservation of
momentum-momentumun korunumu : Bir sisteme etki eden dış
kuvvetlerin toplamı sıfır ise toplam çizgisel momentum korunur.
Conserved-korunumlu :
Fiziksel bir niceliğin
çeşitli çerçeveler içinde değişmez olduğunu tanımlar.
Convection,
thermal-ısısal taşınma : sıvılar içindeki ısısal enerjinin
taşınması, sıvının bir kısmının soğuması diğer kısmının ise sıcaklığının artması
ile olur.
Coulomb : elektrik yükünün SI(Standart de
Internationale) birim sistemindeki değeri 6.24x1018 protons.
Coulomb kuvveti
: Atomun yapısındaki
aynı tür yükler birbirini iter, zıt yükler birbirini çeker. Yükler arasındaki bu
kuvvete Coulomb kuvveti denir. Coulomb kuvveti yüklerin büyüklükleri ile doğru,
aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır.
Covalent
bonding-kovalent (eş) bağlanma : Atomların birbirlerine,
elektronlarını paylaşarak bağlanmalarıdır.
Crest-tepe
: Bir dalganın
bozunmasında ortaya çıkan pik.
Critical angle-kritik
açı : Yansıyacak bir
yüzeye gelen ışının yüzey içinde kalmadan yüzeyden yansıyabileceği açı değeri.
Critical chain
reaction-kritik zincirleme reaksiyon : Peş peşe parçalanma olayının
başlayabilmesi için nötronun diğer parçaları etkileyerek parçalanmalarını
etkileyeceği reaksiyon.
Critical mass-kritik
kütle : Reaksiyonun
bitmemesi için gerekli olan minimum kütle miktarı.
Crystal-kristal :
Atomların veya
moleküllerin üç boyutta periyodik yerleşim gösterdikleri malzemeler.
Curie : Saniyede 3.7x1010 tane parçacığın
yok olduğu bir radyoaktif birimi.
Curie temperature-Curie
sıcaklığı : Magnetik
malzemelerin ferromagnetik fazdan paramagnetik faza geçtikleri sıcaklık.
Current-akım
: Birimi (SI) Amper
olan elektrik yüklerinin hareketidir.
Cycle-tekrarlanım
: Aynı hareketin tekrar
yapıldığı durumları açıklamak için kullanılır.
Çevre : İnsanların ve diğer canlıların
yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri dış ortama çevre denir.
Çıkrık : Genelde kırsal kesimlerde tarla ve
bahçe gibi yerlerde açılan kuyulardan su çekilmesine yarayan basit
makinedir.
Dispersion-bozulma :
Işığın renk spektrumuna
ayrılması. Işığın frekansından veya dalga boyundan dolayı hızının değişmesi.
Doppler effect-Doppler
etkisi : Periyodik bir
dalganın, gözleyici, kaynak veya her ikisinin birden hareketinden dolayı
frekansındaki değişim.
Daughter nucleus-evlat
çekirdek : Bir çift
çekirdeğin radyoaktif bozunmasından dolayı ortaya çıkan çekirdekler.
Definite proportions,
law of-oran yasası :
İki veya daha fazla elementin, kütleleri oranları sabit olmak üzere birleşik
oluşturulması.
Dengeleyici kuvvet
: Bileşke kuvvetin
yaptığı etkiyi tek başına karşılayan (dengeleyen) kuvvete dengeleyici kuvvet
denir. Bileşke kuvvete eşit şiddettedir. Bileşke kuvvet ile aynı doğrultudadır.
Bileşke kuvvete zıt yöndedir. Bileşke kuvvetin uygulandığı noktaya
uygulanır.
Density-yoğunluk
: Malzemelerin,
kütlelerinin hacmine oranını veren bir tür özelliği.
Diaphragm-diyafram
: Bir lensten geçen
ışığın miktarının ayarlandığı açılır-kapanır bir kapı.
Diffraction-kırınım
: Dalganın bir kapıdan
veya bir engel çevresinden geçerken saçılmasıdır.
Diffuse
reflection-değişmiş yansıma : Pürüzlü bir yüzeyden ışınların
yansımasıdır. Yansıyan ışın geldiği açıdan farklı açıda yansır.
Diopter-diopter :
Bir ayna veya lensin
odaklama ölçüsü, odaklamanın tersinin uzunluğu metre cinsinden verilir.
Direnç : Elektrik akımının geçmesine zorluk
gösteren yani elektrik enerjisinin harcandığı elemana denir. Bunlar lamba, ütü,
elektrik ocağı vb. cihazlar olabilir. Direncin birimi ohm ( W ) dur.
Disordered
system-düzensiz yerleşmiş sistem : Diğerlerine göre yerleşiminde
farklılaşmalar olan bir sistem.
Displacement-yer
değiştirme : Dalga
hareketinde (veya titreşicide) kaynaktan (veya nesneden) denge konumundan olan
uzaklık.
Doğru akım
: Herhangi bir basit
elektrik devresine akım, pil veya akümülatörlerden sağlanır. Pil veya
akümülatörün verdiği akım tek yönlüdür. Bu tür akıma doğru akım
denir.
Düzgün doğrusal hareket
: Bir doğru boyunca
sabit hızla hareket eden cismin hareketine düzgün doğrusal hareket
denir.
Düzgün hızlanan
doğrusal hareket : Bir
doğru boyunca sabit ivme ile hızlanan cismin hareketine düzgün hızlanan doğrusal
hareket denir.
Efficiency-etkinlik
: Enerji girişine göre
yapılan iş oranıdır. İdeal ısı makinesinde Carnot etkinliği 1 - Tc/ Th.
Elastic-elastik
: Bir çarpışma veya
etkileşme sonucunda kinetik enerjinin korunumudur.
Electric field-elektrik
alanı : Bir yükün
çevresinde oluşan ve bu yükün alanındaki yüklü parçacıklara etki eden kuvvettir.
Electric
potential-elektriksel potansiyel : Elektriksel potansiyel enerjinin
yüke oranına denir. 1 Coulomb luk pozitif yükü referansın sıfır olduğu bir
noktadan herhangi bir noktaya getirilmesi esnasında yapılan iştir.
Electric potential
energy-elektriksel potansiyel enerji : Yüklü bir parçacığı uzayın bir
noktasından başka bir noktasına götürmek için yapılan iştir..
Electromagnet-elektromagnet
: Demir çekirdeği saran
telden oluşan bir magnettir. Elektromagnet, demir çekirdeği saran iletkene akım
verilerek kullanılabilir.
Electromagnetic
wave-elektromagnetik dalga : Elektrik ve magnetik alanların
titreşiminden ortaya çıkan bir dalga. Elektromagnetik dalga boşlukta ışık
hızıyla hareket eder.
Electron-elektron :
Atomun temel parçacığı,
bir leptondur.
Electron
capture-elektron yakalanması : Bir atomun iç kabuklarındaki bir
elektronun çekirdek tarafından yakalanarak yok olmasıdır. Oluşan evlat çekirdek
nükleon ile aynı sayıda fakat bir proton eksiktir.
Electron volt-elektron
volt : Potansiyel farkı
1 volt olan bir gerilim bölgesine düşen elektron veya protonun sahip olduğu
enerjidir. 1.6 x 10-19 joule.
Elektrik akımı
: Elektronların iletken
içindeki hareketine elektrik akımı denir. Elektrik akımı, üretecin (+) ucundan
çıkıp (-) ucuna girecek şekilde oluşur. Elektron akımı üretecin (-) ucundan
çıkıp (+) ucuna girecek şekilde olur.
Elektrik akım şiddeti
: Bir iletkenden birim
zamanda (t) geçen yük miktarına (q) elektrik akım şiddeti denir.
Elektrolit
: Elektrik akımını
ileten sıvılara (içinde asit, baz ve tuz bulunan sıvılar) elektrolit
denir.
Elektroliz :
İletken bir sıvının
elektrik akımı ile kendini oluşturan elementlere ayrılmasına elektroliz
denir.
Elektromıknatıs
: Bir manyetik maddenin
(demir vb.) çevresine üzeri yalıtılmış tel sarılıp akım verildiğinde manyetik
madde (nüve) mıknatıs haline gelir. Buna elektromıknatıs denir.
Elektromotor kuvvet
: Bir üretecin uçları
arasındaki farka elektromotor kuvvet (emk, V) denir.
Elektroskop
: Cisimlerdeki yük
varlığını ve türünü anlamamıza yarayan alete elektroskop denir.
Element-element
: Farklı kimyasal
özellikleri olmayan en küçük madde.
Emission
spectrum-yayınım spektrumu : Atomun ısı veya elektrik akımı
verilerek ortama değişik dalga boylarını yaymasıdır.
Enerji : Bir cismin ya da bir sistemin iş
yapabilme kabiliyetine enerji denir.
Entropy-entropi :
Bir sistemin derecesini
belirten bir ölçü. Termodinamiğin ikinci yasası izole edilmiş bir sistemin
entropisinin artacağını belirtir.
Equilibrium
position-denge konumu : Cismin üzerindeki net kuvvetin sıfır
olduğu konumdur.
Eşit kuvvetler
: Yönleri ve şiddetleri
eşit olan kuvvetlere denir.
Ether-eter
: Işığın yayıldığı
hipotez ortamı.
Euivalence
principle-özdeşlik yasası : Uniform çekim alanındaki sabit
ivme.
Exclusion
principle-dışarlama ilkesi : İki tane elektronun kuantum
sayılarından en azından birinin farklı olmasıdır. Bu ilke proton, nötron ve
baryonlara uygulanır.
Eylemsizlik prensibi
: Bir cisme hiçbir
kuvvet etki etmez ise veya etki eden kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise, bu durumda
cisim durgun halde ise durmaya, ilk hızı varsa sabit hızla hareketine devam
eder. Buna eylemsizlik prensibi denir.
Fahrenheit
temperature-Fahrenheit sıcaklığı : Suyun donma ve kaynama noktalarını
32 ve 212 değerleri arasında 180 bölmeye ayıran sıcaklık skalası.
Field-alan :
Uzay içerisinde belili
bir yerin değerinin olması. Elektrik, yer çekim ve magnetik alanlarına bakınız.
First postulate of
special relativity-özel göreliliğin birinci yasası : Eylemsiz gözlem çerçevesinde
fiziğin bütün yasaları değişmezdir.
Fission-ayrışma
: Ağır bir çekirdeğin
hafif iki veya daha fazla çekirdeğe ayrılması.
Flaman : Elektrik ampulünün içindeki ışık
veren kısma flaman denir. Bu tel helezon şeklinde sarılmıştır ve tungstenden
yapılmıştır. Bu flaman erime noktası çok yüksek ve direnci çok büyük olan bir
iletkenden (tungsten) yapılmıştır. Ampulün içi, daha fazla ışık vermesi ve
ömrünün uzun olması için havası boşaltılmıştır. Camla kaplı kısmın içine azot ve
argon karışımı gazlar koyulmuştur. Buna akkor Flamanlı lamba da
denir.
Flavor-tip/renk : quark
ın tipi: Yukarı, aşağı,
acayip, renk, aşağı, alt veya üst.
Fluorescence-fluoresans
: Malzemenin morötesi
ışığa maruz kalması durumunda görünür ışık yayması olayı.
Focal length-odaklama
uzunluğu : Ayna veya
lensten odaklama noktasına olan uzaklık.
Focal point-odaklama
noktası : Ayna veya
lensin optik eksenine paralel olarak ışınları odaklamasıdır.
Force-kuvvet
: İtme veya çekme.
İzole edilmiş nesnelerin ivmeye sahip olmaları durumu. Birimi SI birim
sisteminde Newton dur.
Frekans : Sesin yüksekliği frekansla
belirtilir. Bir saniyede meydana gelen titreşim sayısına frekans denir. Titreşim
sayısı arttıkça ses incelir. Titreşim sayısı azaldıkça ses kalınlaşır. Yetişkin
bir insanın kulağı 20 ile 20.000 titreşim/saniye aralığındaki sesleri
işitebilir.
Frequency-frekans
: Belirli bir zaman
diliminde tekrarlanan olayların sayısıdır. Periyodun tersidir. Birimi Hertz dir.
Fundamental
frequency-temel frekans : Bir sistemin salınım yapabileceği
minimum frekans değeri.
Fusion-birleşme
: Hafif iki veya daha
fazla çekirdeğin bir araya gelerek daha ağır çekirdek oluşturmaları.
Galilean principle of
relativity-Göreliliğin Galileo yasası : Eylemsiz sistem içerisindeki
hareketler için yasaların değişmez olduğunu belirtmesidir.
Galvanoskop
: Pusula tel sargı
düzeneğine galvanoskop denir. Bu alet elektrik akımının varlığını tespit etmek
için kullanılır.
Gamma (g)
radiation-gama ışını :
Radyoaktif ışınımın yüksek enerjili ışık şeklinde yayınlanması. Oluşan çekirdek,
oluşturan çekirdek ile aynıdır. Frekansı X-ışınlarının ötesindedir.
Gas-gaz : Belirli bir şekli veya hacmi olmayan
malzemeler.
Gauss-gauss
: CGS birim isteminde
magnetik alanın birimi. 10-4 tesla.
General theory of
relativity-göreliliğin genel teorisi : Yerçekimi konusunu içine alan
görelilik teorisi.
Geocentric
model-jeocentrik model : Dünyayı merkez kabul eden evren.
Gerçek görüntü
: Merceklerde kırılan
ışınların kesişimi ile oluşan görüntülere gerçek görüntü denir. Gerçek
görüntüler perde üzerinde görülebilir.
Gluon-gluon
: Kuarklar arasındaki
kuvvetlerden sorumlu olan değiş-tokuş parçacığı. Sekiz tane gluon vardır ve
renklerine göre ayırım yapılır.
Gök gürültüsü
:Gerek şimşek, gerekse
yıldırım, ışık ile birlikte şiddetli bir ses meydana getirir. Bu sese gök
gürültüsü denir.
Gök kuşağı :
Yağmur yağarken su
damlacıkları saydam birer su küresi şeklindedir. Bu saydam damlacıklara belli
açılarla düşen ışık ışınları kırılarak renklerine ayrılır. Bu sırada gökyüzünde
kırmızıdan mora kadar bir renk kuşağı oluşur. Buna gök kuşağı denir.
Gravitational field-yer
çekim alanı : Yerçekimi
kuvvetinin bir nesneyi saran uzayının içerisinde birim kütleye uygulanan
kuvvettir.
Gravitational mass-yer
çekim kütlesi : Bir
parçacığın diğer parçacıklar arasında onların kütlesel çekim kuvvetlerinden
etkilenmesi.
Gravitational potential
energy-yer çekimi potansiyel enerjisi : Bir parçacığın yüksek bir noktadan
potansiyelin sıfır kabul edildiği bir noktaya düşmesi için yerçekiminin yaptığı
iştir.
Gravitational
redshift-yerçekiminden dolayı kırmızıya kayma : Yerçekimi alanından dolayı
elektromagnetik dalgaların frekansının azalması.
Graviton-graviton
: Yerçekimi kuvvetinden
sorumlu tutulan değiş-tokuş paçacıkları.
Gravity wave-yer çekim
dalgası : Bir kütlenin
ivmeli hareketinden dolayı ortaya çıkan dalga.
Ground state-temel
durum : Kuantum
mekaniğinde bir sistemin sahip olabileceği minimum enerji değeri.
Grounding-topraklama
: Nesneleri elektrik
yükü açısından nötralize/yüksüz hale getirmek için yapılan bağlantı.
Güç : Birim zamanda yapılan işe güç
denir.
Gürültü : İnsan sağlığını olumsuz etkileyen
ve rahatsızlık veren seslere gürültü denir.
Hadrons-hadronlar
: The family of
particles that participate in the strong interaction. Baryons and mesons are the
two subfamilies.
Half-life-yarı ömür
: The time during which
one-half of a sample of a radioactive substance decays.
Halo-halo :
A ring of light that
appears around the Sun or Moon. It is produced by refraction in ice crystals.
Hareket : Bir cismin bir noktaya göre
konumunun değişmesine hareket denir. Hareket daima gözlemcinin bulunduğu noktaya
göre tanımlanır. Cisimler düzgün doğrusal yörüngelerde hareket edebilecekleri
gibi, eğrisel ve dairesel yörüngelerde de hareket edebilirler.
Harmonic-harmonik
: A frequency that is a
whole-number multiple of the fundamental frequency.
Heat-ısı : Sıcaklık farkından dolayı enerji
akışının olması.
Heat engine-ısı
makinesi : Isıyı
mekanik enerjiye çeviren makine
Heat pump-ısı pompası
: Kışın fırın olarak
yazın ise hava düzenleyici olarak kullanılabilen dönüştürülebilir ısı makinesi.
Heliocentric
model-heliosentrik model : Merkezinde güneş olan evren.
Hız : Birim zamandaki yer değiştirmeye
hız denir.
Hologram-hologram
: Görünebilir bilginin
üç boyutlu olarak kayıt edilmesi.
Holography-holografi
: Üç boyutlu görüntünün
fotoğrafa işlenmesi.
Hoparlör : Elektrik enerjisini sese dönüştüren
cihazlara hoparlör denir.
Hyperopia-hiperopya
: Yakını görememe
durumu. görüntüler retinanın arkasına düşmesi durumu.
Ideal gas : An enormous number of very tiny
particles separated by relatively large distances. The particles have no
internal structure, are indestructible, do not interact with each other except
when they collide, and all collisions are elastic.
Ideal gas law
: PV = cT, where P is
the pressure, V is the volume, T is the absolute temperature, and c is a
constant that depends on the amount of gas.
Impulse : The product of the force and the
time during which it acts. This vector quantity is equal to the change in
momentum.
In phase : Two or more waves with the same
wavelength and frequency that have their crests lined up.
Index of refraction
: An optical property
of a substance that determines how much light bends upon entering or leaving it.
The index is equal to the ratio of the speed of light in a vacuum to that in the
substance.
Inelastic : A collision or interaction in which
kinetic energy is not conserved.
Inertia : An object's resistance to a change
in its velocity. See inertial mass.
Inertia, law of
: See Newton's first
law of motion.
Inertial force
: A fictitious force
that arises in accelerating (noninertial) reference systems. Examples are
centrifugal and Coriolis forces.
Inertial mass-eylemsiz
kütle : Bir nesnenin
hızının değişmesini engelleyen nicelik. Birimi kilogram
Inertial reference
system-eylemsiz referans sistemi : Eylemsizlik yasasının geçerli
olduğu referans sistemi (Newton un hareketle ilgili ilk yasası).
Instantaneous speed
: The limiting value of
the average speed as the time interval becomes infinitesimally small. The
magnitude of the velocity.
Insulator-izolatör
: Elektrik yüklerinin
hareketini engelleyen veya ısı enerjisinin yayılamadığı zayıf iletkenler veya
yalıtkanlar. Seramikler iyi bir izolatördür.
Interference-girişim
: dalgaların üst üste
gelmesi.
Intermediate vector
bosons- : The exchange
particles of the weak nuclear interaction: the W +, W -, and Z0 particles.
Internal energy-iç
enerji : Bir nesnenin
toplam mikroskobik enerjisi. Bu enerji atom ve moleküllerin ötelenmelerinden,
dönmelerinden, titreşim yapmalarından ve moleküler bağlarda saklanan
enerjilerden oluşur.
Inverse proportionality
: A relationship in
which a quantity is related to the reciprocal of a second quantity.
Inverse-square
: A relationship in
which a quantity is related to the reciprocal of the square of a second
quantity. Examples include the force laws for gravity and electricity; the force
is proportional to the
inverse-square of the distance.
Intrinsic
magnetization-yapıya has magnetizasyon : Domainler içerisindeki
magnetizasyon.
Ion : An atom with missing or extra
electrons.
Ionic bonding
: The binding together
of atoms through the transfer of one or more electrons from one atom to another.
Ionization
: The removal of one or
more electrons from an atom.
Isotope : An element containing a specific
number of neutrons in its nuclei. Examples are 12 6 C and 14 6 C, carbon atoms
with six and eight neutrons, respectively.
Işık hızı : Işığın birim zamanda aldığı yola
ışık hızı denir. Işık hızı, ışığın hareket ettiği ortama göre değişir. Boşlukta
ve havada ışık, yaklaşık 3.108 m/s hızla veya 300.000 km/s (s :
saniye) hızla yayılır.
Işık kaynağı
: Işık vererek
çevresini aydınlatan cisimlere denir. Güneş ve yıldızlar doğal ışık
kaynaklarıdır. Yanan lamba ve mum gibi cisimler de suni (yapay) ışık
kaynaklarıdır.
Işık prizması
: Kesiti üçgen çeklinde
olan saydam ortamlara ışık prizması denir.
Işık tayfı
: Beyaz ışığın
renklerine ayrılması olayına ışık tayfı denir.
Işın : Işık kaynağından çıkan ve ışığın
yolunu belirten doğrulara ışık ışınları veya kısaca ışınlar denir.
İletken : Metaller gibi elektriği ileten
maddelere iletken madde denir. İletkenlerde elektronlar serbestçe hareket
edebilir.
İletkenin direnci
: Bir iletkenin
uçlarındaki potansiyel fark (gerilim) ile iletkenin içinden geçen akım arasında
sabit bir oran vardır. Bu orana iletkenin direnci denir. Gerilim = akım *
direnç. Bir iletkenin direnci; öz direnci ve boyu ile doğru orantılı, kesit
alanı ile ters orantılıdır.
Direnç =
özdirenç * iletkenin uzunluğu / iletkenin kesiti.
İndüksiyon akımı
: Bir akım makarasına
bir mıknatıs kutbu yaklaştırılırsa ya da uzaklaştırılırsa makara tellerinden
elektrik akımı geçtiği görülür. Bu akıma indüksiyon akımı denir. İndüksiyon
akımının oluşmasının nedeni telin çevrelediği yüzeyden geçen manyetik kuvvet
çizgilerinin sayısının değişmesidir.
İş : Bir cisme etki eden kuvvet, cismi
kendi (veya bileşeni) doğrultusunda hareket ettiriyorsa bu durumda kuvvet
fiziksel anlamda bir iş yapmış olur.
İvme : Hızın birim zamandaki değişim
miktarına ivme denir.
Jeneratör : Mekanik enerjiyi elektrik
enerjisine çeviren cihazlar jeneratör denir.
Joule-Joule :
SI birim sisteminde
enerji, bir cismin 1 Newton luk kuvvet altında 1 metrelik hareket etmesi/yer
değiştirmesi için gerekli olan enerji
Katot : Pilin (-) ucuna bağlanan elektrota
katot denir.
Kelvin
temperature-Kelvin sıcaklığı : Sıcaklığın mutlak sıfırda sıfır
olduğu sıcaklık ölçüsü ve bölmelendirilmesi Celsius ile aynıdır. Mutlak sıcaklık
ölçeği olarak adlandırılır.
Kırılma : Işık ışınların bir saydam ortamdan
başka bir saydam ortama geçişi sırasında doğrultu değiştirmesine kırılma
denir.
Kısa devre
: Elektrik akımının
devresini direncin olmadığı yoldan tamamlamasına denir.
Kilo-kilo :
1000 rakamını temsil
eden ve ön ek olarak kullanılan bir sayı.
Kilogram-kilogram
: Kütlenin SI
sistemindeki birimi, 1 litre suyun yaklaşık olarak kütlesi Dünya üzerinde 1
kilogram 2.2 pound a eşittir.
Kilowatt-hour-kilowattsaat
: Enerjinin birimi,
3,600,000 joules. Bir makinenin 1 saat boyunca 1000 watt lık enerjiyi bir
biçiminden diğer biçime dönüştürülmesi kilowattsaat olarak isimlendirilir.
Kinetic energ-kinetik
enerji : Bir cismin
hareketinden dolayı oluşan enerji, (1/2)mv2, birimi Joule dur.
Kinetik Enerji (Hareket
enerjisi) (EK) : Bir cismin hareketinden dolayı
sahip olduğu enerjiye kinetik enerji denir.
Konum : Bir hareketlinin başlangıç
noktasına (orjine) olan yönlü uzaklığına konum denir.
Kuvvet : Hareket eden cismi durdurabilen,
duran cismi hareket ettirebilen veya cisimlerde şekil, hız ve yön değişikliği
yapabilen etkiye kuvvet denir. Kuvvetler vektörel büyüklük oldukları için tıpkı
vektörler gibi gösterilir. Genellikle F sembolü ile gösterilir.
Küresel aynalar
: Yansıtıcı yüzeyi,
küre yüzeyi şeklinde olan aynalara küresel aynalar denir. Yansıtıcı yüzeyi çukur
olan aynalara çukur (konkav), yansıtıcı yüzeyi tümsek olan aynalara
tümsek (konveks) ayna denir.
Laser-lazer :
Işınımın yayılması
esnasında ışığın şiddetinin yükseltilmesi.
Latent heat
: The amount of heat
required to melt (or vaporize) 1 gram of a substance. The same amount of heat is
released when 1 gram of the same substance freezes (or condenses).
Lepton-lepton
: Elektron, muon, tau
ve bunlarla ilgili olan notrinolardan oluşan temel parçacık ailesi.
Light ray-ışın
doğultusu : ışığın
hareket ettiği doğrultu, yol.
Line of
stability-kararlılık çizgisi : kararlı çekirdeklerin grafiğinde
nötronların protonlara göre çizilmesi sonucu elde edilen çizgisel bağıntı.
Linear
momentum-çizgisel momentum : Bir cismin kütlesinin hızı ile
çarpımından elde edilen vektörel bir nicelik.
Liquid-sıvı
: İçinde bulunduğu
kabın şeklini alan bir hacme sahip cisim.
Liquid crystal-sıvı
kristal : Atomlarının
yerleşimin geometrik bir düzenlenimi olan sıvı.
Longitudinal
wave-boyuna dalga :
Dalganın içinde bulunduğu ortamın titreşiminin dalganın yayılma doğrultusu ile
aynı doğrultuda olması.
Macroscopic-makroskopik
: Kütle, boyut ve
sıcaklık gibi özellikleri dikkate değer nicelikler.
Magnetic field-magnetik
alan : Bir pusula veya
benzeri bir cihazın iğnelerini döndürebilecek, etkiye sahip magnetik nesnelerin
kapladığı uzay. Alan güney kutbundan kuzey kutbuna doğrudur.
Magnetic
monopole-magnetik tekkutup : Hipotez olarak kabul edilen
magnetik tek kutup.
Magnetic pole-magnetik
kutup : Elektrik
yüklerinde olduğu gibi bir magnetik kutuplarından her biri.
Magnitude-genlik
: Bir vektörel
niceliğin büyüklüğü. Sürat vektörel nicelik hızın genliğidir.
Manyetik maddeler
: Mıknatıslar; demir,
nikel, kobalt gibi maddeleri çekerler. Mıknatıs tarafından çekilebilen bu
maddelere manyetik maddeler denir.
Mass-kütle :
Eylemsizlik kütlesine,
yer çekim kütlesine, kritik kütleye ve kütle merkezine bakınız.
Matter-wave
amplitude-madde-dalga genliği : Atomik ve alt atomların
parçacıklarına Schrödinger denkleminin dalga çözümü. Madde-dalga karesi
parçacığın karesi parçacığın bulunmasının olasılığını verir.
Mechanical
energy-mekanik enerji :
Yer çekim ve elastik potansiyel enerjiler gibi kinetik ve potansiyel enerjilerin
toplamıdır.
Mekanik enerji
: Bir cismin sahip
olduğu potansiyel enerji ve kinetik enerjinin toplamına mekanik enerji
denir.
Mercek : Bir veya iki yüzeyi küresel olan
saydam cisimlere mercek denir. İnce kenarlı mercekler ışınları topladığı için
bunlara yakınsak mercek, kalın kenarlı merceklerde ışınları dağıttığı için
bunlara ıraksak mercek denir.
Meson-mezon
: Spinin birimlerini
içeren bir çeşit hadronlara ait tüm sayılar. Bu tür aileler pion, kaon, ve eta
yı içerir.
Metallic
bonding-metalik bağlanma : Malzeme içerisindeki atomların bir
arada tutulması için elektronların atomlar tarafından ortak olarak
kullanılmasıdır.
Meter-metre
: SI birim sisteminde
uzunluk, 39.37 inch e veya 1.094 yard a eşittir.
Mıknatıs : Demir, nikel kobalt gibi maddeleri
çekme özelliği gösteren cisimlere mıknatıs denir.
Mıknatısın manyetik
alanı : Mıknatısın,
manyetik cisimleri her yönde çekebildiği alana mıknatısın çekim alanı denir.
Mıknatısın bu çekim alanına mıknatısın manyetik alanı da denir.
Microscopic-mikroskopik
: Atomik hızlar gibi
malzemelerin gözle görülemeyen özellikleri. Properties not visible to the naked
eye such as atomic speeds.
Mikrofon : Sesi elektrik enerjisine dönüştüren
cihazlara mikrofon denir.
Milli-mili
: Binde bir anlamında
kullanılan bir önek. 1/1000, 10-3 şeklinde yazılabilir. 1 milimetre 10-3 metre
dir.
Mirage-ilüzyon
: Bir çeşit optik
etkiden oluşan su yüzeyinden veya bir yüzeyden ışınlarının yansıtılması sonucun
oluşan görüntü,
Moderator-yönlendirici
: Bir nükleer reaktör
içindeki nötronları yavaşlatmak için kullanılan malzeme.
Molecule-molekül
: İki veya daha fazla
atomdan meydana gelen atomla grubu.
Momentum-momentum
: Genellikle çizgisel
momentum için kullanılır. Açısal momentum, çizgisel
momentum ve
momentum korunumuna bakınız.
Muon-müon : Ağır elektron için kullanılan bir
çeşit lepton.
Myopia-miyop
: Yakını iyi görememek.
Cisimlerin görüntülerin retinanın ön kısmında oluşmasıdır.
Newton's first
law-Newton un birinci yasası : Bir cisme etki eden kuvvetlerin
toplamı sıfır ise cisim sabit hızla hareket ediyorsa sabit hızla hareketine
devam eder veya hareketsiz ise bulunduğu yerde kalır.
Newton's second
law-Newton un ikinci yasası : Fnet = m a; bir cisme eden net
kuvvet cismin kütlesi ve ivmesinin çarpımına eşittir.
Newton's third
law-Newton un üçüncü yasası : Bir cisme etki eden bir kuvvet
varsa cisim tarafından etki eden kuvvete aynı büyüklükte ve ters yönde bir etki
kuvveti ortaya çıkar.
Neutrino-nötrino
: Nötrol lepton; yüklü
leptonlardan herbiri (elektron, müon, ve tau).
Neutron-nötron
: Çekirdekteki yüksüz
parçacık. Elementer parçacıklar ailesinin baryon ve hadron üyesi.
Newton-newton
: SI birim sistemindeki
kuvvetin birimi. 1 kg lık kütlenin 1 m/s2 ivmeyle hareket ettirmesi gereken
kuvvet 1 newton dur.
Node-nod : Duran dalganın konumlarından her
biri veya dalgaların etkileşmesi sonucunda hareketsizliğin ortaya çıkması ve
genliğin sıfır olması.
Noninertial reference
system-Eylemli gözlem çerçeve : Eylemsizlik yasalarının (Newton un
birinci yasası) geçerli olmadığı ivmeli hareket eden gözlem çerçevesi.
Normal-dik
: Bir yüzeye veya
eğriye dik olan doğrultu.
Nucleon-nükleon
: Proton veya
nötronlardan her biri.
Nucleus-çekirdek
: Proton ve nötronların
bulunduğu atomun merkezi.
Ohm's law-Ohm yasası
: Bir nesnenin elektrik
akıma The resistance of an object is equal to the voltage across it divided by
the current through it.
Ohm : The SI unit of electrical
resistance. A current of 1 ampere flows through a resistance of 1 ohm under 1
volt of potential difference.
Optic axis :
A line passing through
the center of a curved mirror and the center of the sphere from which the mirror
is made. A line passing through a lens and both focal points.
Optik : Işık olaylarını inceleyen fiziğin
dalına optik denir.
Ordered system :
A system with an
arrangement belonging to a group with the smallest number (possibly one) of
equivalent arrangements.
Oscillation :
A vibration about an
equilibrium position or shape.
Özdirenç : Birim uzunluk ve birim kesitteki
iletkenin direncine denir. İletkenin cinsine bağlıdır ve ayırt edici bir
özelliktir.
Palanga : Sabit ve hareketli makaraların
değişik sayılarda özel olarak bağlanması ile oluşturulan basit makinelere
palanga denir.
Pair production
: The conversion of
energy into matter in which a particle and its antiparticle are produced. This
usually refers to the production of a electron and a positron (antielectron).
Paralel bağlama
: Dirençlerin birer
uçları bir noktada, diğer uçları da başka bir noktada olacak şekilde
bağlanmalarına paralel bağlama denir.
Parallel circuit
: An arrangement of
resistances (or batteries) on side-by-side pathways between two points.
Paratoner : Yüksek binaları, kuleleri
yıldırımdan korumak için yıldırımlık yapılır. Yıldırımlık (paratoner), toprağa
bağlı sivri uçlu bir metal çubuktur.
Parent nucleus
: A nucleus that decays
into a daughter nucleus.
Particle accelerator
: A device for
accelerating charged particles to high velocities.
Penumbra : The transition region between the
darkest shadow and full brightness. Only part of the light from the source
reaches this region.
Period : The shortest length of time it
takes a periodic motion to repeat. It is equal to the inverse of the frequency.
Periodic wave :
A wave in which all the
pulses have the same size and shape. The wave pattern repeats itself over a
distance of 1 wavelength and over a time of 1 period.
Phosphorescence
: The property of a
material whereby it continues to emit visible light after it has been
illuminated by ultraviolet light.
Photoelectric effect
: The ejection of
electrons from metallic surfaces by illuminating light.
Photon : A particle of light. The energy of
a photon is given by the relationship E = hf, where f is the frequency of the
light and h is Planck's constant. The exchange particle for the electromagnetic
interaction.
Pil (akümülatör)
: Kimyasal enerjiyi
elektrik enerjisine çevirerek devreye elektrik akımı veren elemanlara pil veya
akümülatör denir.
Pion : The least massive meson. The pion
has three charge states: + 1, 0, and - 1.
Plasma : The fourth state of matter in which
one or more electrons have been stripped from the atoms forming an ion gas.
Polarized : A property of a transverse wave
when its vibrations are all in a single plane.
Polymer : A material produced by linking
carbon-hydrogen molecules to form very long macromolecules.
Positron : The antiparticle of the electron.
Potansiyel enerji
(Ep): Bir
cismin yüksekliğinden veya durumundan dolayı sahip olduğu enerjiye potansiyel
enerji denir. Buna durum enerjisi de denir.
Pound : The unit of force in the British
system. The weight of 0.454 kilogram on Earth.
Power : The rate at which energy is
converted from one form to another. Measured in joules per second, or watts.
Powers-of-ten notation
: A method of writing
numbers in which a number between 1 and 10 is multiplied or divided by 10 raised
to a power.
Pressure : The force per unit area of surface.
Measured in newtons per square meter, or pascals.
Projectile motion :
A type of motion that
occurs near the surface of the Earth when the only force acting on the object is
that of gravity.
Proton : The positively charged nucleon in
nuclei. A member of the baryon and hadron families of elementary particles.
Quantum (pl.,
quanta)-kuantum : Aynı
özellik taşıyan en küçük bir grup. Buna bağlı olarak proton yükü kuantumlanmış
yük olarak kabul edilir.
Quantum
mechanics-kuantum mekaniği : Atomik veya alt atomik düzeydeki
parçacıkların davranış kuralları.
Quantum number-kuantum
sayısı : Kuantumlanmış
niceliklerin özelliklerini belirleyen rakamlardır. Buna bağlı olarak, bir
elektronun atom içindeki açısal momentumu bir kuantum sayısı ile tanımlanabilir.
Quark-kuark
: Hadronların bileşimi.
Kuarklar altı çeşittir ve her birini üç rengi vardır. Üç kuark baryonları
oluştururken bir kuark ve antikuark mezonları oluşturur.
Rad-rad : Alınan veya soğurulan dozla ilgili
birim. Bir rad, bir malzemenin kilogramında 1U100 joule enerji bulundurur.
Radiation-ışınım
: Enerjinin
elektromagnetik dalgalarla taşınmasıdır. Parçacıklar elektromagnetik dalgalar
yayarak yok olurlar.
Radyasyon : Radyoaktif maddelerin yaydıkları
zararlı ışınlara radyasyon denir.
Radyo : Bir vericiden gönderilen
elektromanyetik dalgalar anten ile alınarak elektrik enerjisi olarak radyoya
verilir. Radyoda kuvvetlendirilen bu enerji ses enerjisine dönüştürülür.
Telsizler ve cep telefonları da aynı prensiple çalışır.
Real image-gerçek
görüntü : Işığın
birleşimi ile meydana gelen görüntü.
Reference
system-referans sistemi : Birbirine göre hareket etmeyen
nesnelerin oluşturduğu ve böylece diğer nesnelerin hareketlerinin kolayca takip
edilebildiği bir sistem. Eylemsiz ve eylemli refereans sistemlerine bakınız.
Reflecting
telescope-yansıtmalı teleskop : Objektif olarak aynaların
kullanıldığı teleskoplar
Reosta ( Ayarlı direnç)
: Devredeki akım
şiddetini ayarlamak için kullanılan değişken dirençlere denir.
Rezonans : Frekansları (saniyedeki titreşim
sayısı) eşit olan ses kaynaklarından biri titreştirildiğinde diğeri de etki ile
titreşir. Bu özelliğe rezonans denir.
Saturation-doyum :
Magnetik bir malzemenin
magnetizasyonun artık değişmediği bölge.
Saydam cisimler
: Işığı geçiren
cisimlere saydam cisimler denir. Cam, hava ve su gibi maddeler saydam
cisimlerdir.
Saydam olmayan cisimler
: Işığı geçirmeyen
cisimlere denir. Tahta ve demir gibi maddeler saydam olmayan
cisimlerdir.
Second postulate of
special relativity-özel göreliliğin ikinci postülası : Boşlukta ışığın hızı, kaynağın veya
gözlemcinin bulunduğu çerçeveden bağımsız olarak değişmezdir.
Seri bağlama
: Dirençlerin birer
uçları birbirine bağlanarak (uç uca eklenerek ) elde edilen bağlama şekline seri
bağlama denir.
Series circuit-seri
devre : Dirençlerin
(veya güç kaynaklarının) bir uçlarının diğer elemanın bir ucuna bağlanması ile
oluşturulan ve içinden tek akım geçen devredir.
Sesin şiddeti
: Ses kaynağından çıkan
sesin, kulak zarına yaptığı basınca sesin şiddeti denir. Sesin şiddeti desibel
(dB) adı verilen birimle ölçülür. İşitilebilen en hafif şiddetteki ses sınırına
alt işitme eşiği, en yüksek şiddetteki ses sınırına üst işitme eşiği denir.
Normal konuşma sesi 30 – 60 desibel şiddetindedir. 60 desibelden fazla
şiddetteki sesler rahatsız edicidir.
Sesin tınısı
: Bir ses kaynağı
titreştirildiğinde ana sesten başka, ana sesin frekansının katları şeklinde
bileşik sesler oluşur. Müzik aletlerinin çıkardığı seslerin bileşimleri
farklıdır. Bu özelliğe sesin tınısı denir. Sesin tını özelliğinden
yararlanılarak, hangi ses kaynağından geldiği ayırt edilebilir.
Sesin yansıması
: Ses dalgalarının bir
engele çarpıp doğrultu değiştirmesine sesin yansıması denir.
Sesin yüksekliği
(Frekansı) : İnce sesi
kalın sesten ayıran özelliğe sesin yüksekliği (frekansı) denir.
Shell : A collection of electrons in an
atom that have approximately the same energy.
Shock wave
: The characteristic
cone-shaped wave front that is produced whenever an object travels faster than
the speed of the waves in the surrounding medium.
Short circuit
: A pathway in an
electric circuit that has very little resistance.
Skaler Büyüklükler
: Bir sayı değeri ve
buna ait birimle ifade edilebilen büyüklüklere skaler büyüklükler denir. Örnek :
1 kg, 10 saniye, 20 joule
Sliding friction-kayma
sürtünmesi : Göreli
harekette birbirine temas eden yüzeyler arasında sürtünme kuvveti.
Solid-katı
: Şekli ve hacmi olan
maddelere bu ad verilir.
Sonar-sonar :
Su içerisindeki ses
dalgaları.
Spacetime-uzay zamanı :
Uzay ve zaman
arasındaki bağıntının kurulduğu zaman ve üç boyutlu koordinat sisteminin
oluşturduğu sistem.
Special theory of
relativity-Göreliliğin özel teorisi : Hızın çok büyük değerlerinde Newton
mekaniğinin yerine kullanılan zaman ve yer kavramlarının birlikte kullanıldığı
bir teori.
Specific heat-öz ısı
: 1 gram malzemenin
sıcaklığını 1 derece artırmak için gerekli olan ısı.
Spherical
aberration-küresel bozulma : Bir lensteki yüzey üzerindeki
bozulma veya küresel aynaların küresellikten sapması.
Spring constant-halka
sabiti : Birim
uzunluğundaki halkaları bir arada tutan kuvvet. Metre başına Newton olarak
birimlendirilir.
Stable
equilibrium-kararlı denge : Bir cismin denge konumundan veya
pozisyonundan saptırıldığında tekrar denge konumuna dönmek istemesidir.
Standing wave-duran
dalga : Birbirine karşı
hareket eden frekansları ve genlikleri aynı olan iki dalganın yaptığı girişim
olayıdır. Sonuç dalgası nodal ve antinodal bölgeler olarak sınıflandırılır.
Static friction-statik
sürtünme : Durgun
yüzeyle arasında oluşan sürtünme kuvveti.
Stimulated
emission-eşdeğer salınım : Atoma gelen bir foton yüzünden
atomun foton salması olayıdır. Geln fotonun enerjisi ile çıkan fotonun enerjisi
aynıdır.
Strange-acayip
: Üçüncü kuark çeşidi.
Strange particle-acayip
parçacık : Acaiplik
değeri sıfırdan farklı olan parçacıklar için kullanılır. Kuark modelinde bir
veya birden fazla kuarkın acayiplik kuantum sayısına sahip olması durumudur.
Strong force-baskın
kuvvet : Çekirdeklerin
içinde bulunan nükleonları birarada tutan kuvvet.
Subcritical-kritikaltı
: Her parçalanma
sonucunda ortalama birden az nötronun ortaya çıkması olayıdır.
Supercritical-süperkritik
: Zincirleme reaksiyon
sonucunda birden fazla nötronun çıkması ile reaksiyonun artarak devam etmesi.
Atom bombasının patlaması iyi bir örnektir.
Superposition-süperpozisyon
: İki veya daha fazla
dalganın uzayda bir yerde üst üste gelmesi olayıdır.
Sürtünme kuvveti
: Bir cisim bir yüzey
üzerinde hareket ederken yüzeylere paralel ve harekete zıt yönde bir kuvvet
oluşur. Buna sürtünme kuvveti denir.
Systeme International
d'Units-Uluslararası Birim Sistemi : Metrik ölçüm sisteminin fransızca
adı.
System
International, Birim Sistemi
Şimşek : Bulutlarda biriken elektrik yalnız
yeryüzüne değil, bulutun bir noktasından diğer bir noktasına da boşalabilir. Bu
olaya şimşek denir. (Bulutlarda biriken elektrik toprağa boşaldığı zaman
yıldırım, bulutlar arasında boşaldığı zaman şimşek oluşur.)
Tam yansımalı prizma
: İkizkenar dik üçgen
şeklindeki ışık prizmasında bazı ışınlar tam yansımaya uğradığı için buna tam
yansımalı prizma denir.
Telefon : Bir telefon ahizesinde hem
hoparlör, hem de mikrofon bulunur. Mikrofon konuşmalarımızı alarak karşı tarafa
iletilmesini sağlar. Hoparlör ise karşı taraftan gelen konuşmaları duymamızı
sağlar.
Televizyon
: Verici antenden
yayınlanan ses ve görüntünün özelliğini taşıyan elektromanyetik dalgalar
televizyon antenleriyle alınarak kuvvetlendirilip ses ve görüntüye
dönüştürülür.
Terminal speed :
The speed obtained in
free fall when the upward force of air resistance is equal to the downward force
of gravity.
Tesla : The SI unit of magnetic field.
Thermal energy
: Internal energy.
Thermal equilibrium
: A condition in which
there is no net flow of thermal energy between two objects. This occurs when the
two objects obtain the same temperature.
Thermal expansion
: The expansion of a
material when heated.
Thermodynamics-termodinamik
: Fiziğin, ısı ve diğer
enerjiler arasındaki ilişkisini inceleyen dalıdır.
Thermodynamics, first
law of-termodinamiğin birinci yasası : Bir sistemin iç enerjisi, sisteme
aktarılan ısı artı sistem üzerine yapılan iş ile artırılabilir.
Thermodynamics, second
law of-termodinamiğin ikinci yasası : Üç özdeş form vardır : (1) Çevresine
ısı yaymayan ve mekanik iş ile çalışan bir ısı makinesi yapılamaz. (2) Düşük
sıcaklıktan daha yüksek sıcaklığa ısı transferi yaparak elde edilen soğutucular
ancak mekanik iş kullanılarak yapılabilir. (3) Bir sistemin entropisi daima
artma eğilimindedir.
Thermodynamics, third
law of-termodinamiğin üçüncü yasası : Mutlak sıfıra deneysel olarak
yaklaşılabilir fakat ulaşılamaz.
Thermodynamics, zeroth
law of-termodinamiğin sıfırıncı yasası : A ve B nesneleri C nesnesi ile
termodinamik dengede ise A ve B kendi başlarına da termodinamik dengededir.
Topraklama
: Yüklü bir cismi nötr
hale getirmek için toprağa dokundurulması olayına topraklama denir.
Top-üst : Altıncı kuark çeşididir.
Torque-moment
: Kuvvetin döndürücü
etkisi. Kuvvetle yarıçapın (etrafında dönmenin olduğu noktaya olan uzaklık)
çarpımıdır. Sıfırdan farklı bir moment (net moment) bir cismin açısal
momentumunu değiştirir.
Total internal
reflection-toplam iç yansıma : Kırılma indisi yüksek olan bir
ortamdan kırılma indisi küçük ortama geçen dalganın kritik açının hemen
altındaki açılarda yansımalar yapmasıdır.
Transformatör
: Potansiyel farkı
(gerilimi) artırmak veya azaltmakta kullanılır. Potansiyel farkı artıran
transformatöre yükseltici transformatör, potansiyel farkı azaltan
transformatörlere alçaltan transformatör denir. Transformatörler yalnız
alternatif akım gerilimini değiştirir.
Transistör
: Transistörler akım
uygulandığında, içinde meydana gelen elektrik alanı, serbest elektronlara sadece
bir yönde hareket sağlar. transistörler elektrik akımını tek yönde geçiren
elemanlar olduğu için alternatif akımı doğru akıma dönüştürmede kullanılabilir.
Elektrik devrelerinde istenildiği zaman elektrik akım şiddetini yükselten
transistörler de kullanılabilir.
Translational-dönüştürülebilir
: Dönme doğulusunun
değiştirilmesi durumudur.
Transverse
wave-yansıyan dalga :
Bir ortam içinde titreşen dalganın titreşimlerinin bu ortam içindeki ilerleme
doğrultularına dik olma durumudur.
Trough-yarık
: bozulan dalganın
içinde oluşan vadi.
Umbra-umbra :
Işık kaynağının
ulaşamadığı bir gölgenin en karanlık kısmı.
Uncertainty
principle-belisizlik ilkesi : Bir cismin, aynı doğrultuda olan
konumunun ve momentumunun (skaler) çarpımları Planck sabitinden daima büyüktür.
Dpx Dx >= h. Belirsizlik ilkesi eneji ve zamana da uygulanabilir.
Universal gravitation,
law of-evrensel çekim yasası : F = G M1M2/ r2, denklemdeki F
evrendeki bir cisme etki eden kuvvet, G evrensel çekim sabiti, M1 ve M2
etkileşen kütleleri, r ise kütle merkezleri arasındaki uzaklığı göstermektedir.
Unstable
equilibrium-kararsız denge durumu : Denge konumu civarında serbest
bırakıldığında denge konumundan uzaklaşılma olaydır.
Van der Waals
bonding-van de Waals bağı : Atom veya moleküller arasındaki
elektrik etkileşmelerinden otaya çıkan zayıf bağlanma.
Vector-vektör
: Büyüklüğü ve
doğrultusu olan bir nicelik.
Vektör : Büyüklüğü ve doğrultusu olan bir
nicelik. Bir vektörel büyüklüğün tanımlanabilmesi için birimi ile birlikte dört
elemanının bilinmesi gerekir. Bunlar vektörün, doğrultusu, yönü, uygulama
noktası ve şiddetidir. Kuvvet, hız, moment, ivme, manyetik alan gibi büyüklükler
vektörel büyüklüklerdir.
Velocity-hız
: Bir cismin süratini
ve yönünü belli eden vektörel bir nicelik.
Vibration-titeşim
: Denge konumu veya
şekli etrafında hareket etme.
Virtual image-sanal
görüntü : Görüntüden
bulunduğu yerden gelen ışık ile oluşan görüntü.
Viscosity-akışkanlık
: Sıvı içerisindeki
sürtünme.
Volt-volt : SI sisteminde elektriksel
potansiyelin birimi. 1 volt luk gerilim, 1 ohmluk direnç üzerinden 1 amperlik
akımın geçmesini sağlar.
Voltmetre : Elektrik devrelerinde potansiyel
farkı (gerilim) gösteren ölçü aletine denir. Voltmetre gerilimi ölçülecek
elemana daima paralel bağlanır. Potansiyel fark (gerilim) birimi
volttur.
Watt-watt : Gücün SI sistemindeki birimi, 1
Joule/watt The SI unit of power, 1 joule per second.
Wave-dalga
: Enerjinin bir aracı
malzeme olmadan bir yerden başka bir yere aktarılması.
Wavelength-dalgaboyu
: Peiyodik bir dalganın
tekrarlanan en kısa uzunluğudur. Bu dalganın bir tepesinden diğer tepesine olan
uzaklıktır.
Weak force-zayıf kuvvet
: Beta sönümüne neden
olan kuvvet. Bu kuvvet W ve Z0 parçacıkları arasındaki değişimden kaynaklanır.
Lepton ve hadronların hepsi bu tür kuvvetler etkileşirler.
Weight-ağırlık
: Bir referans
sistemine göre durgun olan nesneye etki eden kuvvet. Bazı eylemsiz sistemler
için bir nesneyi çeken çekici kuvvet. W = mg.
Work-iş : Bi cismi bir yerden başka bir yere
hareket ettiren kuvvetin harcadığı enerji. Enerji birimindedir. Joule olarak
tanımlanır.
X ray-X-ışını
: Yüksek enerjili
fotonlar, katot ışınlarından türetilebilir veya atomlardaki elektronların üst
enerji seviyelerinden daha alt enerji seviyelerine düşmesinden elde edilebilir.
X-ışınlarının frekansı mor ötesi ve gamma ışınları arasındadır.
Yalıtkan : Lastik, plastik, ebonit, kağıt, cam
gibi elektriği iletmeyen maddelere yalıtkan madde denir. Sürtünmeyle
elektriklenen ve enerjiyi üzerinde durgun olarak tutan maddeler yalıtkan
maddelerdir.
Yansıma : Işık ışınlarının bir yüzeye
çarparak geri dönmesine yansıma denir. Işığın çarptığı yüzey pürüzsüz ise düzgün
yansıma oluşur. Yüzey pürüzlü ise dağınık yansıma oluşur.
Yarı saydam cisimler
: Işığı kısmen geçiren
cisimlere denir. Buzlu cam ve yağlı kağıt gibi maddelere yarı saydam cisimler
denir.
Yerçekimi ivmesi
: Yer yüzünde kütlesi 1
kg olan bir cisme etki eden yerçekimi kuvveti yaklaşık olarak 9,8 N dur. Buna
yerçekimi ivmesi (g) denir ve yaklaşık 10 N/kg alınabilir.
Yer değiştirme :
Bir hareketin son
konumu ile ilk konumu arasındaki uzaklığa yer değiştirme denir.
Yıldırım : Bulut ile yer yüzü arasında zaman
zaman elektriksel boşalma olur. Bu olaya yıldırım denir.
Zahiri görüntü
: Merceklerde kırılan
ışınların uzantılarının kesişimi ile oluşan görüntülere zahiri görüntü denir.
Zahiri görüntüler mercekte görülür.
Zıt kuvvetler
: Yönleri zıt ve
şiddetleri eşit olan kuvvetlere denir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder